COVID-19 üçüncü yılına girerken, çocukların ve gençlerin ruh sağlığı ve iyi olma halleri üzerinde ağır bir etkiye sahip olmaya devam ediyor. UNICEF'in en son verilerine göre, dünya genelinde 7 çocuktan en az 1'i karantinadan doğrudan etkilenirken 1,6 milyardan fazla çocuk eğitiminde kayıplar yaşadı. Rutinlerin, eğitimin, eğlencenin kesintiye uğraması ve aile geliri ve sağlıkla ilgili endişeler, pek çok gencin korkulu ve öfkeli hissetmesine ve gelecekleri için endişe duymalarına neden oluyor.
Bu dönemde görülen bazı davranış bozuklukları şunlardır:
gibi teşhis edilen ruhsal bozukluklar, çocukların ve gençlerin sağlıklarına, eğitimlerine, geleceklerine ve gelir elde etme kapasitelerine önemli ölçüde zarar verebilmektedir.
ANNE BABALARA TAVSİYELER
Her ne kadar sınıf ve okul ortamında öğrencinin davranışlarından öğretmeni sorumluymuş gibi görünse de istenmeyen davranışların engellenmesi, veli ile öğretmenin işbirliğini gerektirmektedir. İnsanın toplumsallaşması önce ailede gerçekleşir.
Ailesiyle öğretmeninin işbirliği içerisinde olduğunu gören öğrenciler, daha yapıcı davranışlar gösterme eğiliminde bulunmaktadır. Bu nedenle öğretmen ile veli ne kadar çok işbirliği içerisinde olursa öğrenciye kazandırılacak olumlu davranışlar da bir o kadar artar ve aynı şekilde istenmeyen davranışlar da azalır.
Çocukların gelişim dönemine göre hangi istenen davranışları sergileyebileceği aşağıda yer almaktadır.
4 yaş çocuğu, yetişkinlerden çok yaşıtları ile ilişki kurmaya ihtiyaç duyar. Birkaç kişiden oluşan küçük gruplarla oyun kurmaya ve paylaşımda bulunmaya başlar. Böylece çevresindeki kişilerin davranışlarını gözlemleyerek, olaylara başkalarının bakış açısıyla da bakmaya çalışır. Bu empatik düşüncenin ilk adımlarıdır.
5 yaş çocuğu ise grup oyunları oynar. Bu dönemde oynadıkları oyunlarda kurallara uymaları gerektiğinin farkına vararak, başkalarının haklarına ve eşyalarına saygı duymayı öğrenir. Çevresindeki kişilere uyum göstermek adına, kendi duygu ve isteklerini kontrol etmeye başlar. Bunu toplumun küçük bir yansıması olan oyunlarında gözlemlemek mümkündür. Sevdiği arkadaşlarını tercih etmeye başlayan bu yaş çocukları, daha çok bu arkadaşları ile oyun oynamayı tercih ederler. İşbirliği, dostluk, kavga, rekabet gibi sosyal içerikli davranışlar sergiledikleri görülür.
İlkokul dönemi 6-10 yaşlarını kapsamaktadır. 6 yaş çocuğu, ilkokula uyum sürecinde olması sebebiyle önce çevresini gözlemler. Daha sonra kendisine yakın hissettiği kişilerle arkadaşlık kurarak oyunlar oynamaya yönelir. 6 yaş öncesindeki dönemde grup oyunlarında yer almış ve arkadaş ilişkileri iyi olan çocukların, sosyal açıdan daha olumlu davranışlar sergilediği görülmektedir. Ancak ilkokula başlamadan önce sosyal ortamları sınırlı olan çocukların gruba girmeden önce çevresindeki kişileri gözlemleme sürelerinin daha uzun olduğu, kendine uygun olduğunu düşündüğü birkaç kişi ile kısa süreli ilişkiler kurar, eksik olan sosyal deneyimlerini tamamlamaya çalıştıkları gözlemlenmektedir.
Pandemi sonrasında bu belirtilen özelliklerde değişiklikler gözlenebilir. Bu süreçte çocuğun doğru davranışlarının pekiştirilmesi okula uyumunu kolaylaştıracaktır.
Çocuğumu telaşlandırmadan okuldaki önlemlere (sık sık el yıkama, fiziksel mesafe, maske takma vb.) uymaya nasıl teşvik edebilirim?
Çocukları COVID-19 ve diğer hastalıklardan korumak için en iyi yollardan biri, düzenli olarak ellerini sabun kullanarak yıkamaya teşvik etmektir. Bu konuda çocuğunuzu korkutup telaşlandıracak bir konuşma yapmanız gerekmez. Birlikte en sevdikleri şarkıyı söyleyerek veya dans ederek eğlenceli bir öğrenme ortamı yaratabilirsiniz. Mikropların görünmez olmasına rağmen halen etrafta olabileceklerini mutlaka anlamalarını sağlayın. Çocuklar neden ellerini yıkamaları gerektiğini anladıklarında, muhtemelen bu uygulamaya devam edeceklerdir. Çocuklara öksürürken veya hapşırırken dirseklerinin içini kullanarak ağızlarını nasıl kapatacaklarını gösterebilir ve ateş, öksürük veya nefes darlığı çekiyor gibi hissetmeye başladıklarında durumu sizinle paylaşmalarını söyleyebilirsiniz.
Çocuğumun bu durumla nasıl başa çıktığını görmek için onu nazikçe nasıl kontrol edebilirim?
Çocuklarla yaptığınız konuşmalarda sakin ve proaktif(ön alıcı) olmanız önemlidir. Olanlarla nasıl başa çıktıklarını görmek için onlarla konuşun. Duyguları düzenli olarak değişecektir ve onlara bunun normal olduğunu gösterin. İster okulda ister evde bakım verenler, çocukların yaşadıkları olumsuz duyguları güvenli ve destekleyici bir ortamda ifade etmelerine ve iletmelerine yardımcı olmak için oyun ve çizim gibi yaratıcı etkinlikler yaptırabilirler. Bu, çocukların öfke, korku veya üzüntü gibi zor duyguları ifade etmenin olumlu yollarını bulmalarına yardımcı olur. Çocuklar duygusal ipuçlarını genellikle ebeveynler ve öğretmenler gibi hayatlarındaki önemli yetişkinlerden aldığından, yetişkinlerin kendi duygularını iyi yönetmeleri ve sakin kalmaları, çocukların endişelerini dinlemeleri, nazikçe konuşmaları ve güven vermeleri önemlidir.
REHBER ÖĞRETMEN
MERVE GÜRBÜZ