ADEM

Değerler Eğitiminde Ailenin Önemi

Çocukların dini eğitiminde her yaşın ayrı bir önemi vardır. İslam’da din eğitimi, bir açıdan bakılırsa çocuk doğduktan itibaren, bir açıdan bakarsanız ondan da önce eş seçimiyle başlar.

Peygamber Efendimiz Hz Muhammed (SAV) bir hadislerinde “Kadın, dört şeyi için nikah edilir; malı, soyu, güzelliği ve dini; sen dindar olanını seç ki, evin bereket bulsun.” (Buhari) buyurmuştur. Bu hadis-i şerifte bizlere eş seçiminin önemi ile aile müessesini sağlam temellerle kurmanın tavsiye edildiği hakikatini bilmek gerekmektedir.

Hassasiyetler güdülerek kurulan bir aileden dünyaya gelecek çocukların eğitimi için ilk adım atılmıştır.

Kurulan ailenin yediği rızkın temiz ve helal ürünlerden olması, ibadet hayatları, saygı ve sevgileri, akraba ilişkileri, Yaratılana karşı vazifelerindeki gayretleri, hayatlarına Kur’an-ı Kerim’i hakim kılma şuuru ve Peygamber efendimizin yaşantısındaki güzelliklerin o ailede hayat bulması çocuğun eğitim aldığı ilk okulu, ailedir.

Bir kadın altı aylık bebeğiyle İmam-ı Gazali’nin huzuruna gelir

-Çocuğuma , din eğitimine kaç yaşında başlamalıyım? diye  sorar

İmam-ı Gazali’nin cevabı çok sarsıcıdır.

-Çok geç kalmışsın! Çocuğun din eğitimi, anne karnında başlar.

Evet  bu olaydan da anlaşıldığına göre ,çocuk doğmadan önce bu eğitim başlamıştır demektir, bu da eşlerin birbirlerini seçim kriteri ile başlar.

Çocuk, aile bostanında yetişen bir çiçek gibidir.

Bir çiçeğin yetişme evresini düşünelim. Tohumun ekileceği, toprağın durumu dahi önem arz eder ve en önemli işlem uygun toprak ayarlanmasıdır, toprak ayarlandıktan sonra tohum ekilir, sulanır, bakımı yapılır…

Yeşermek için uygun ortamı bulan tohum ,  sulanıp  bakımı yapıldıktan sonra filizlenir, büyür çiçek açar ve nihayetinde meyve verir.

Çocuk da böyledir, evde uygun iklimi bulduğunda yeşermesi, yetişmesi ve anne ve babanın aynası olacağı bir hakikattir.

Biz anne-babalara düşen görev, çocuklarımızın doğru ortamda ve doğru iklimde yetişmesini sağlamaktır.

“Her doğan çocuk İslam fıtratı üzere doğar. Sonra anne babası onu Yahudi, Hristiyan veya Mecusi yapar.” (Buhari, Tefsir (Rûm), 2.)

“Hiçbir anne ve baba evlâdına güzel edep ve terbiyeden daha değerli ve üstün bir miras bırakamaz.” (Tirmizi)

Fıtratta var olan İslam inancını yaşayarak ve yaşatarak su yüzüne çıkarmak, o fıtratı korumak, çocuğun ilk öğretmeni, anne ve babalara düşmektedir.

Çocuğa din eğitimi vermek öncelikle anne ve babanın sorumluluğundandır, her yaş döneminin kendine göre ayrı önemi olduğu için anne-babanın din eğitimi konusunda sağlam bilgilere sahip olması, bildiklerini evde uygulamaları, çocuğun dikkatini çekecektir. Çocukların milli ve manevi değerleri öğrenmesi için yetişkinlerin iyi birer rol model olarak değerleri kendi yaşamlarında uygulamaları gerekmektedir. Değerler için en önemli kurallardan biri, iyi bir örnek olmaktır. Çocuğun uyması gereken değerlerin neden ve niçin olduğunu bilmesi gerekir.

Değerler eğitiminin ilk olarak aile de başlamasından dolayı , önemi büyüktür. Sadece okulda verilen eğitimle, tek başına yeterli olmayacaktır. Okul-aile iş birliği ile yapılan çalışmalar, çocukların değerleri öğrenmesini kolaylaştırarak fayda sağlayacaktır Aile de bir şeye ne kadar değer verilirse çocukta hayatında, o şeylere o kadar değer verir. Hayatımız boyunca öğreneceğimiz bilgilerle, bazı davranışlarımız değişse de aile de edindiğimiz davranışlar genellikle  hayat boyu devam eder.

Hayatımız boyunca yaşadığımız birçok olayı unuturuz ama aile içerisinde  yaşadığımız anılar hafızalarımızda canlı kalır.

Anlatılanlar unutulur, ancak yaşananlar  unutulmaz.

 

Zehra EROĞLU

Değerler Eğitimi Öğretmeni