To say about the beauty of Zehra. She was a beautiful girl with long Brown hair and blue eyes. She loved the necklace she bought for her
Zehra:
-Thank you very nice necklace.
At that time, Zehra was a cover on the necklace and just she was openining it, her
Mother:
-When the time comes, it will open, you wear it.
A week later her mother and father disappeared while on duty. Mrs. Gülsüm was going to give the news to them. ( They were Zehra, Buse and her grandmothers. Buse Zehra’s sister. They would stay with their grandmothers on such missions. Don’t forget granmother’s dog, Karabaş)
Mrs. Gülsüm:
-Children, I can not reach your parents, I think they died, I am sorry fort hem.
Everyone in thje room started to cry.
There was an air of sadness around. Ms. Gülsüm:
-Children I am leaving now. Take care of yourself.
Zehra and Buse:
-See you later Ms. Gülsüm. Goodbye aunt.
Then the environment got very quiet. No one spoke because of their sadness. Grandmother broket he silence.
Grandmother:
-Don’t be sad, Children your mother and father are not dead
Buse:
-How so?
Grandmother:
-They live in your heart as long as you love them.
Then a dazzling light appeared in the room and the necklase on Zehra’s neck started to open. A note paper came out of the necklace. They began to read the note paper with great excitement and fear but no one noticed the shadow listen,ng to them from behind the glass. If they listened to the Karabaş’s barking, they ould have unders tood the danger. The note read: “ Childtren we are not dead but our mission has failed. Follow the riddles to findus. Trust no one, here is your first riddle:
“ A room you never knew
Which end of the house
I’m telling you in my basement
The scret passage is right there “
They went straight down to the basement. Grandma opened the room. There were old furniture in the room. Everyone was inspecting the stuff. Buse ent in front of the mirror as a door.
Buse:
-Sister look at that mirror door.
Zehra opened the mirrored door and her grandmother, Krabaş, Zehra and Buse entered the door. The Krabaş was still barking nonstop.
Grandmother:
-Try as if the end of the necklace on Zehra’s neck fits perfectly into the space in the middle of the ooden door.
Zehra placed it and they found themselves silding in a tunnel of brightly clored colors. Where were they going like that?
Why didn’t anyone think about the reason why the Karabaş was barking? Are they being followed? Who was that dark shadow? They didin’t know that their beloved aunt Gülsüm was the person who k,snapped their parents. She wanted to buy that necklace was vey expensive and valuable.
Togethere they came to a place by the sea. There was a boat in the sea. There was a note in the boat. İn the note it was written: “ ıt’s time children, We’re on the island across the Street. We trusty you.” The children and their grandmother immediately got on the boat and started rowing. Then they reached land and what should they see, their mother,father and Mr. Kerim were standing in front of them tied to at tree. They rescued them immediately, just then, aunt Gülsüm grabbrd the necklace around Zehra’s neck and started laughing.
Aunt Gülsüm:
-Mehmet and Yasemin, this necklace is mine now I wish you hadn’t entrusted this precious neckleace to Zehra.
Everyone who saw Ms. Gülsüm was very surprised. No one expected this from her. Then Mr. Mehmet and Ms. Yasemin caught her and arrested her. Then when they came home they were longing and Ms. Yasemin and Mr. Mehmet explained everything one by one. It’s beena very adventurous week for everyoner but they’re back to those old days. Isn’t that what matters.
GÜMÜŞ KOLYE
Bugün Zehra’nın on dördüncü yaş günüydü. Babası Mehmet Bey ve annesi Yasemin Hanım ona gümüşten yapılmış, şık, zarif ve bir o kadar da güzel bir kolye almışlardı. Bu arada Zehra’nın güzelliğine diyecek yoktu. Uzun, kumral, dalgalı saçlı ve mavi gözlü çok güzel bir kızdı. Annesinin ve babasının aldığı kolyeyi çok sevmişti.
Zehra:
-Çok güzel bir kolye, teşekkür ederim.
Zehra o sırada kolyede bir kapak gördü. Kapağı tam açarken
Annesi:
-Zamanı o kapak açılır sen sürekli tak.
Bu güzel günün ardından tam bir hafta sonra annesi ve babası görev esnasında kayboldular.(Annesi ve babası polisti) Onlarla aynı göreve giden Gülsüm Hanım ve Kerem Bey onları her yerde aramalarına rağmen gene de bulamamışlardı. Haberi onlara Gülsüm Hanım verecekti. (Onlar dediğim Buse, Zehra ve anneanneleri. Buse Zehra’nın kardeşiydi. Onlar böyle görevlerde anneannelerinin yanında kalırlardı. Anneannelerinin köpeği Karabaş’ ı da unutmamak lazım) Gülsüm Hanım anneannelerinin evine gelmişti.
Gülsüm Hanım:
-Çocuklar anne ve babanıza ulaşamıyoruz. Öldüklerinden şüpheleniyoruz. Başınız sağ olsun.
Odadaki herkes ağlamaya başladı.
Etrafta hüzün havası vardı.
Gülsüm Hanım:
-Çocuklar ben artık gideyim. Kendinize iyi bakın.
Zehra ve Buse:
-Görüşürüz Gülsüm Teyze. Hoşça kal.
Ardından etraf çok sessizleşti. Hiç kimse üzüntüsünden konuşamıyordu. Bu sessizliği anneanneleri bozdu.
Anneanne:
-Üzülmeyin çocuklar sizin anneniz ve babanız ölmedi.
Buse:
-Nasıl yani?
Anneanne:
-Siz onları sevdiğiniz sürece onlar sizin kalbinizde yaşar.
Ardından odada göz alıcı bir ışık belirdi ve Zehra’nın boynundaki kolye açılmaya başladı. Kolyenin içinden bir not kâğıdı çıktı. Büyük bir heyecan ve korkuyla kağıdı okumaya başladılar. Ama kimse camın arkasından onları dinleyen kadını fark etmemişti. Karabaş’ın havlamalarına kulak verselerdi tehlikeyi anlarlardı. Notta şunlar yazıyordu:Çocuklar biz ölmedik sadece görevimiz başarısız oldu bizi bulmak için bilmeceleri takip edin, kimseye güvenmeyin, işte ilk bilmece: HİÇ BİLMEDİĞİNİZ BİR ODA
EVİN HANGİ UCUNDA
SÖYLEYEYİM SİZE BODRUMDA
GİZLİ GEÇİT İŞTE ORADA
Hemen bodrum hata indiler. Anneanne odayı açtı. Odada hep eski eşyalar vardı. Herkes eşyaları incelemeye başladı. Buse bir aynanın karşısına geçti. Aynayı incelerken aynanın bir kapı olduğunu fark etti.
Buse:
-Abla şuna bak aynalı kapı.
Zehra aynalı kapıyı açtı ve anneanne, Karabaş, Zehra, Buse kapıdan içeri girdiler. Karabaş hala hiç durmadan havlıyordu.
Anneanne:
-Karabaş havlamayı kes oğlum
Karşılarına bir kapı daha çıktı. Eski, tahtadan bir kapıydı. Ortasında bir oyuk vardı.
Anneanne:
-Zehra sanki kolyenin ucu tahta kapının ortasındaki boşluğa tam oturur gibi bir dene istersen.
Zehra yerleştirdi ve parıl parıl parlayan rengârenk bir tünelde kayarken buldular kendilerini. Nereye gidiyorlardı böyle? Niye kimse karabaşın havlamasının nedenini düşünmüyordu? Takip mi ediliyordular? O karanlık gölge kimdi? Bilmiyorlardı ki o çok sevdikleri Gülsüm Teyze anne ve babalarını kaçıran kişiydi. O kolyeyi almak istiyordu. Çünkü o kolye çok pahalı ve değerliydi.
Hep beraber denizin kıyısında bir yere geldiler. Denizde bir kayık vardı kayıkta da bir not notta şöyle yazıyordu: Az kaldı çocuklar karşıdaki adada biz varız size güveniyoruz.
Çocuklar ve anneanneleri hemen kayığa binip kürek çekmeye başladılar. Ardından kayra vardılar. Birde ne görsünler anneleri babaları ve Kerem Bey karşılarında ağaca bağlanmış bir şekilde duruyordu. Hemen onları kurtardılar tam o sırada Gülsüm Teyze Zehra’nın boynundaki kolyeyi yakaladı ve gülmeye başladı.
Gülsüm Teyze (Artık ona teyze demeye dilim varmıyor.)
-Mehmet ve Yasemin artık kolye benim keşke bu değerli kolyeyi Zehra’ya vermeseydiniz.
Gülsüm Hanımı gören herkes çok şaşırdı Hiç kimse ondan bunu beklemezdi. Sonra Mehmet Bey ve Yasemin Hanım onu kıskıvrak yakalayıp tutukladılar. Ardından Eve gidince hasret giderdiler ve Yasemin Hanımla Mehmet Bey bütün her şeyi tek tek anlattılar. Herkes için çok maceralı bir hafta olmuştu ama o eski günlere geri döndüler. Önemli olan bu değil mi zaten?
Yazan: Zeynep Yılmazlar ve Rana Yetgin ÖĞRETMEN:LEYLA KAŞAĞICI