Dinimizde üç aylar Recep, Şaban ve Ramazan aylarını birlikte ifade eden bir tabirdir.Recep ayı ile başlayan, Şaban ayı ile devam edip Ramazan ayı ve Ramazan bayramı ile sona eren üç aylar, Müslümanlara dini hissiyat ve ibadet yoğunluğu eşliğinde, hayat muhasebesi yapma, kendini yenileme, geliştirme ve arınma fırsatı sunar.Ayrıca üç ayların ilki olan Recep ayı girdiğinde Peygamber Efendimiz (s.a.s), “Allah’ım! Recep ve Şaban’ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır.” diye dua ve yakarışta bulunmuştur.
ÜÇ AYLARIN FAZİLETLERİ
Hz. Peygamber, Recep ayı girdiğinde “Allah’ım! Recep ve Şaban’ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır.” diye dua etmiştir (Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 259). Ramazan ayında oruç tutmak farzdır (Bakara, 2/184-185). Recep ve Şaban aylarında ise; Hz. Peygamberin (s.a.s.) diğer aylara oranla daha fazla nafile oruç tuttuğu, ancak Ramazan’ın dışında hiçbir ayın tamamını oruçlu geçirmediği hadis kaynaklarında yer almaktadır (Buhârî, Savm, 52-53; Müslim, Sıyâm, 173-79). Bu itibarla, Recep ve Şaban aylarının aralıksız olarak oruçlu geçirilmesinin dinî bir dayanağı yoktur. Kişi, sağlığı müsait olup güç yetirdiği takdirde bu aylarda dilediği kadar nafile oruç tutabilir
Üç ayların değerini ifade eden diğer bir önemli özellik ise beş mübarek kandil gecesinden dördünün bu aylar içinde olmasıdır. Regaib gecesi, Recep ayının ilk cuma gecesine, Mirac gecesi, Recep ayının yirmi yedinci gecesine, Berat gecesi, Şaban ayının on beşinci gecesine, Kadir gecesi ise Ramazan ayının yirmi yedinci gecesine rastlar.Hz. Peygamber (s.a.v) Şaban ayında çok oruç tutardı. Hz. Aişe, Rasûlüllah (s.a.v)`ın bu aydaki orucu hakkında şöyle der: “Şaban ayında ki kadar çok oruçlu olduğu bir ay görmedim.”demiştir.
Ramazan ayının fazileti ise çok daha yücedir. Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmaktadır: “Ramazan geldiğinde Cennet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar da bağlanır.”
RECEB AYININ ÖNEMİ
Receb ayı, Hicrî ayların yedincisi ve Ramazan’dan iki ay öncesidir. Fazileti bakımından ayrı bir yeri vardır. Regaib ve Mi’rac gibi mübarek geceleri içinde bulundurması, faziletini daha da arttırmaktadır. Ayrıca, Kur’ân’da haram ayları olarak geçen dört aydan birisi olması, Müslüman kalblerdeki yerini, bir kat daha da artırmıştır.
ŞABAN AYININ ÖNEMİ
İlâhî feyz ve bereketin yeryüzünü şenlendirdiği bu mübarek ay, mü’minler için en kârlı ve kazançlı fırsattır. Çünkü Şâban’ın değer ve kıymetini arttıran en önemli tarafı, diğer aylara göre (Ramazan hariç) yapılan her amelin ve ibadetin sevabının üç yüz kattan fazla oluşudur.
RAMAZAN AYININ ÖNEMİ
Ramazan, Hicrî takvime göre 9. ay ve İslam dininin inancına göre Hz.Muhammed’ (sav) e Kuran-ı Kerim ayetlerinin inmeye başladığı, aynı zamanda Müslümanlarca oruç tutulmaya başlanılan aydır. Bu ayda oruç tutmak, İslam’ın beş şartından birisidir.
Müslümanlara, Kur’an’ın ilk ayetlerinin vahyedildiği Kadir Gecesi bu ayın içindedir. Hangi gün olduğu bilinmemekle birlikte Ramazan ayının 27. gecesi Kadir Gecesi olarak kabul edilir. Kadir gecesi ile ilgili Kur’an’ın 97. süresi olan Kadir Suresinin ilk üç ayetinde “Şüphesiz, biz O’nu Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır.” denmektedir..
ÜÇ AYLARDA YAPILACAK OLAN İBADETLER
Bu günlerde nefisler hesaba çekilmeli, ana sermayemiz olan ömrümüzün nerede ve nasıl tüketildiği gözden geçirilmeli, amel defterimize neler yazıldığı, Mahşer günü kurulacak büyük divanın tek Hâkimi Yüce Allah’ın (cc) hakkımızda nasıl bir hüküm vereceği düşünülmelidir.
Bu aylar, dua ve tövbelerimizin kabul edilme ümidini daha fazla hissedeceğimiz aylardır.
- Kur’an-ı Kerim okunmalı, okuyanlar dinlenmeli, uygun mekânlarda Kur’an ziyafetleri verilmeli, Kelamullah’a olan sevgi, saygı ve bağlılık duyguları yenilenmeli, kuvvetlendirilmelidir.
- Peygamber Efendimize (s.a.v) salât ve selâmlar getirilmeli, O’nun şefaatini ümit edip, ümmetinden olma şuuru tazelenmelidir.
- Küs ve dargın olanlar barıştırılmalı, gönüller alınmalı, kederli yüzler güldürülmeli.
- Günahlara samimi olarak tövbe ve istiğfar edilmeli, idrak edilen geceyi son fırsat bilerek nedamette bulunulmalıdır.
- Üzerimizde hakları olanlar aranıp sorulmalı, vefa ve kadirşinaslık ahlâkı yerine getirilmelidir.
- Yoksul, kimsesiz, öksüz, yetim, hasta, sakat, yaşlı olanlar ziyaret edilip, sevgi, şefkat, hürmet, hediye ve sadakalarla mutlu edilmelidir.
- Vefat etmiş yakınlarımızın, dostlarımızın ve büyüklerimizin kabirleri ziyaret edilmeli, iman kardeşliğine ait sadakati yerine getirilmelidir.
- Başta bütün insanlık olmak üzere kendimize ve sevdiklerimize mümkün mertebe ismen dualar edilmelidir.
Zehra EROĞLU
Değerler Eğitimi Öğretmeni