İnsanın çocukluk çağı Mükellefiyete hazırlık dönemidir. Temiz, duru zihinlerin öğrenmeye elverişli olması itibariyle çocuklar bu dönemde dini eğitime başlatılmalıdır. Çoçukların en verimli ve kalıcı bilgiler öğrenecekleri yaşlar hayata yeni yeni intibak göstereceği yıllardır. Nitekim yapılan araştırmalar, üç yaşında ki bir çocuğun, ayrı bir dili diksiyonlarıyla beraber öğrenip, konuşa bilecek zeka ve hafıza kuvvetine sahip olduğunu göstermektedir. Bu gerçeğin farkında olan ecdadımız çocuklukta öğrenilenlerin “Mermere kazılan yazılar” gibi olduğunu düşünmüşlerdir . Peygamber Efendimizin Çocukların İnançlı Erdemli ahlaklı yetişmeleri konusunda eğitime önem verdiği ve çocuklarla iletişim konusunda tavsiyelerde bulunduğu “Din güzel ahlaktır “diyerek Din ve ahlakın önemini vurguladığı görülmektedir. Çocukların ilk eğitim yuvası aile, ilk öğretmenleri de anne ve babalarıdır.
Ahlak, insanın fıtratında vardır ve ancak ailede alınan terbiye eğitimi sayesinde gelişir ve güzelleşir. Bu noktada ebeveynlere düşen en önemli görev, terbiye eğitimini çocuk henüz küçükken vermeye başlamaktır. Bu yapılanmalar, özellikle anne-babanın iyi bir rol model olmaları ve çocukla kurdukları bağlar ölçüsünde mükemmelleşir ve değer kazanır. Bu nedenle manevi eğitimin temellenmesinde “taklit” ve “modelle özdeşleşme” kavramları özel bir önem arz eder. Çocukluğun ilk yıllarında öğrenmenin en yaygın ve basit yolu taklittir. Ne olup bittiğinin henüz yeterince farkında olmayan çocuk, sık sık birlikte olduğu kişilerin hareketlerini taklit eder. Söylenilen sözlerin çocukta tesiri; evvela anne-babanın yapmasından ve bilhassa çocuğun görmesinden geçiyor. Namaz kıldığınızı, tesbihat yaptığınızı, camiye gittiğinizi, Kur’an okuduğunuzu, insanlara yardım ettiğinizi Anne ve babanıza gösterdiğiniz hürmeti ve saygıyı görmeli, su içerken Besmeleyi çektiğinizi bitirince şükrettiğinizi duymalı.
Taklitlerle artan öğrenmeler, çocuğun zamanla her yönüyle benzemek istediği özdeşim modelini seçmesine neden olur. Çocukların bir kısmı babası gibi olmak isterken diğer bir kısmı, annesi ya da diğer aile üyelerinden birisi gibi olmak ister. Evet insanın en birinci Üstadı tesirli muallimi onun validesidir Çocuğun terbiyesi anne karnında başlar. Hayatın ilk adımlarını ve şartlarını annesi öğretir. İslam büyüklerinin anne ve babalarının helal ve harama dikkat etmesi, çocuklarını abdestsiz emzirmemesi, doğru ve dürüst olmaları çok küçük yaşta onların Ruhunda ve kalbinde esaslı bir dayanak noktası oluşturur. Çocuğun belleği Safi ve temiz olarak geldiği için ilk işlemeyi anne yapar, ve bu ilk işlem temel gibidir, sonrakiler tamamen bunun üstüne bina olur. Çocuk ile anne arasında hem şefkat hem de duygusal olarak mükemmel bir bağ vardır. Çocuğun bakım ve terbiyesi çok zor ve müşkülatlı olmasına karşın, annenin bunu lezzet ve keyif alarak yapması, annenin şefkatinin ne kadar esaslı ve kahramanane olduğunu gösterir. Nasıl çocuk doğar doğmaz, rızkı safi bir süt şeklinde gönderiliyor ise, aynı şekilde şefkat de ihsanı İlahi eseri olarak annenin kalbine gönderiliyor.
Çocuğa Şevkatin Ölçüsü
O şefkat kahramanı olan valide çocuğunun hayat-ı dünyeviye de tehlikeye girmemesi, istifade ve fayda görmesi için her fedakârlığı nazara alır, onu öyle terbiye eder. Tabiri caizse “Oğlum paşa olsun” diye bütün malını verir, hafız mektebinden alır, Avrupa’ya gönderir. Fakat o çocuğun hayat-ı ebediyesi tehlikeye girdiğini düşünmüyor. Ve dünya hapsinden kurtarmaya çalışıyor; Cehennem hapsine düşmemesini nazara almıyor. Fıtri şefkatin tam zıddı olarak, o masum çocuğunu, ahirette şefaatçi olmak lazım gelirken davacı ediyor. Hz. Ömer bir Çocuğun en büyük düşmanı kendisine Allahı anlatmayan onu tanıtmayan sürekli bu dünyada yaşayacakmış gibi yetiştiren anne ve babasıdır. Buyuruyor Maneviyat gelişiminde önemli bir kaç husus
- Çocukların manevi eğitimine katkı sağlayabilecek aile içerisinden ve aile dışından olumlu özdeşim örnekleri tespit etmek
- Çocuklara Allah sevgisini aşılamak ve sevgiyle yaklaşmak
- Günlük hayatta karşılaşılan olumlu, iyi, güzel olgu ve olayları, Allah’la ilişkilendirmek
- Çocukların dinî mahiyette sordukları sorulara sabırla tatmin edici cevaplar vermek:
- Manevi eğitimde uygun zaman ve ortam koşullarını dikkate almak:
- Dinî-ahlaki hikâye ve masallardan yararlanmak
- Kutsal mekânları ziyaret etmek ve dinî-manevi uygulamalara iştirak etmek
Çocuğa karşı aşırı müdahaleci olmak yanlış olduğu gibi aşırı bir şekilde kendi haline bırakmak da yanlış olur. Efendimizin “Müjdeleyin, nefret ettirmeyin; kolaylaştırın zorlaştırmayın” hadisini baza alarak “Uzak Denetim Metodu” ile çocuk ebeveyn tarafından sıkmadan uzaktan denetlenmelidir.
Emine ASLAN