ADEM

Ramazana Özel İbadetler ve Sık Karşılaşılan Sorular

Hz. Peygamber der ki, “kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhârî)

MUKABELE: Nitekim rivayetler ramazan geldiğinde Resulullah bu ayda Cebrail ile buluşup karşılıklı Kur’an okurlardı. (Buhari). Bu ayda sünnete binaen günlük cüzlere bölünerek hatim okunur.

İTİKAF: ramazan ayının son on günü girdiğinde onun geceleri ihya edip ev halkını uyandırdığını ve kendisini tamamen ibadete hasrederek eşleriyle iliş­kisini kesmiştir. Allah resulü hayatının son ramazanına kadar bu adetini sürdürmüş ve eşleri de itikafa girmişlerdir. (Buhari) Müslümanlar ramazanın son on günü belirli bir mekanda ibadetle uğraşmaktadırlar.

TERAVİH NAMAZI VE TEFEKKÜR: Teravih namazı Hz. Ömer döneminde cemaatle kılınmaya başlanmıştır. 8 rekattan 20 rekata kadar farklı sayılarda kılınabilir. Kur’an ayı denilen ramazan ayında çokça Kur’an okuyup tefekkür etmek müstehap kabul edilmiştir.

FITIR SADAKASI: bir ibadet olan fitrenin (fıtır sadakası) bu ayın sonunda ve bayramdan önce ödenmesi gerekir. Bu ayda yapılan diğer yardımların da öteki aylara göre daha sevap ve faziletli olduğuna dair hadisler vardır. (Buhari ve  Müslim). Bu sebeple, ramazanda ödenmesi gerekli olmamakla birlikte Müslümanlar zekatlarını bu ayda ödemeyi adet haline getirmişlerdir.

UMRE: Bazı hadislerde bu ayda umre yapanın hac sevabı alacağı belirtilmiştir. (Buhari ve Müslim)

YAPILACAK DUALAR

İbadetlerin yapılış gayesi aynı zamanda toplum barışını sağlamak ve birbirini sevmektir. Sevmenin yollarından birisi de duadır. Dua kişiye aynen geri döner. Müslüm’de geçen hadis de benzer bir ifadeyle der ki, “Kim gıyabında bir din kardeşi için dua ederse, mutlaka melek ona, aynı şeyler sana da verilsin, diye dua eder.” (müslim)

Dualar ne kadar toplum ve ilahi kudret şuuru içeriyorlarsa o kadar makbuldürler:

“Rabbimiz! Bizi ve bizden önce gelip geçmiş imanlı kardeşlerimizi bağışla; kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma! Rabbimiz! Şüphesiz ki sen çok şefkatli, çok merhametlisin!” (Haşr 10)

Diğer bir dua:

“Ey Rabbimiz! (Amellerin) hesap olunacağı gün (kıyamet günü) beni, ana-babamı ve müminleri bağışla!” (İbrahim 41, Mümtehine 4-5; Nuh 28.)

SIK SORULAN SORULAR VE CEVAPLARI

SORU: Ramazanda kimler oruç tutmakla yükümlü değillerdir?

CEVAP: 1. Yolcu 2. Hasta 3. Hamile ve çocuk emziren 4. Zor işlerde çalışan 5. Yaşlılık halinden dolayı zayıf olan kişiler 6. Hayız, nifas, loğusa ve adet halinde olanlar. Bu kişiler durumları değiştiğinde tutamadıkları oruçları kaza ederler. Kaza edecek sağlıklı hal gelişmemişse tutamadıkları gün sayısınca fidye verirler.

FİDYE: İbadetlerle ilgili fidye, oruç ve hacda söz konusudur. İhtiyarlık ve şifa ümidi olmayan bir hastalık sebebiyle oruç tutamayan kimse, daha sonra kaza etmesi mümkün olmadığından oruç tutamadığı her güne karşılık bir fidye öder. Bu durumdaki bir kimsenin fidye ödemesi vaciptir. Kur’an-ı Kerim’de, “Oruç tutmaya güç yetiremeyenler, bir fakir doyumu kadar fidye öder.” (Bakara 2/184) buyrulmaktadır. Bu ayetten hareketle fidye miktarının, bir kişiyi bir gün için doyuracak yiyecek olarak anlaşılmıştır. Fidye miktarı bir sadaka-ı fıtır miktarıdır.

SORU: Oruca nasıl niyet edilir?

CEVAP: Asıl olan, lafzi niyetten çok, kalben niyet etmektir. Bu bakımdan oruca niyet etmek insanın oruç tutmanın bilincinde olması anlamına gelmektedir. Sahura kalkmak oruç için fiilî bir niyettir. Kişi sahura kalkmamış olsa bile sabah bu bilinç içinde ise niyetli sayılır.
Oruç için niyetin vakti, akşam namazı vaktinin girmesiyle birlikte başlar. Ramazan, günü belirlenmiş adak ve nafile oruçlarda niyet, öğle namazına yaklaşık bir saat kalana kadar devam eder. Bunların dışındaki, kefaret, kaza, günü belirlenmemiş adak oruçlarında ise “imsak”ten önce niyet edilmesi gerekir.

SORU: Akşamleyin yatmadan önce yemek yiyip oruç tutmaya niyet eden kişi gece uyandığında henüz imsak vakti girmeden yemek yiyip su içebilir mi?

CEVAP: “İmsak”, sabah namazının giriş ve orucun başlayış vaktini ifade eder. Oruç tutacak kişinin bu andan itibaren yeme içmeye son vermesi gerekir. Bu itibarla, yatmadan önce yemek yiyip oruç tutmaya niyet eden kişi geceleyin uyandığında imsak vaktine kadar yiyip içebilir.

SORU: Sahurda Ezan Bitene Kadar Yemek Yenilebilir mi?

CEVAP: Sahur vakti yemek yiyen kişinin ezan okunmuş olsun olmasın imsak vaktinin girmesiyle birlikte yemeye ve içmeye son vermesi gerekir.

SORU: Bayram Günü Oruç Tutulabilir mi?

CEVAP: Ramazan bayramının birinci gününde, kurban bayramının dört gününde oruç tutmak tahrimen mekruhtur. Çünkü bu günler ziyafet, yeme, içme ve sevinç günleridir.

SORU: Hangi Şeyler Orucu Bozup Sadece Kazayı Gerektirir?

CEVAP: Yolculuk, hastalık, ileri derecede yaşlılık gibi meşru bir mazerete dayalı olarak bozulan orucun, sadece kaza edilmesi gerekir. Ayrıca, kasıt olmaksızın yemek-içmek; beslenme amacı ve anlamı taşımayan, yenilip içilmesi mutat olmayan veya insan tabiatının meyletmediği şeylerin yenilip içilmesi orucu bozar ve sadece kazasını gerektirir.
Ramazanda bir mazeret olmaksızın tutulmayan oruçlar, gününe gün kaza edilir. Ancak mazeretsiz olarak Ramazan orucunu tutmamak büyük günah olup ayrıca bundan dolayı tevbe ve istiğfarda bulunmak gerekir.

SORU: Oruç Kefareti Ne Demektir Ve Nasıl Ödenir?

CEVAP: Ramazan orucunun, mazeretsiz olarak bozulması durumunda hem kefaret, hem de bozulan orucun kaza edilmesi gerekir. Oruç kefareti iki kameri ay veya 60 gün ara vermeksizin oruç tutmaktır.

SORU: Unutarak Yemek, İçmek Orucu Bozar mı?

CEVAP: Unutarak yemek, içmek orucu bozmaz. Peygamber Efendimiz, “Bir kimse oruçlu olduğunu unutarak yer, içerse orucunu tamamlasın, bozmasın. Çünkü onu, Allâh yedirmiş, içirmiştir.” buyurmuştur (Buhari ve Müslim)

SORU: İmsak vaktinin henüz girmediğini veya iftar vaktinin girdiğini zannederek yiyip içenin orucu bozulur mu?

CEVAP: Böyle bir durum hata ile, ikrah altında veya uykuda iken meydana gelse de orucun kaza edilmesi gerekir. İmsak vaktinin henüz girmediğini veya iftar vaktinin girdiğini zannederek yiyip içmek de böyledir. Unutma durumunda ise özel delile binaen oruç bozulmamış kabul edildiğinden kaza söz konusu olmaz.

SORU: Diş Fırçalamak Orucu Bozar mı?

CEVAP: Diş fırçalamakla oruç bozulmaz. Bununla birlikte, diş macununun veya suyun boğaza kaçması halinde oruç bozulur.

SORU: Kusmakla Oruç Bozulur mu?

CEVAP: Kendiliğinden kusmakla oruç bozulmaz. Ancak kişinin kendi isteği ve müdahalesiyle meydana gelen kusma, “ağız dolusu” olması halinde, orucu bozar.

SORU: Astım Hastalarının Oksijen Spreyi Kullanmaları Orucu Bozar mı?

CEVAP: Astımlı hastaların, rahat nefes almalarını sağlamak amacıyla ağza püskürtülen oksijenli ilaç orucu bozmaz.

SORU: Göz Damlası Kullanmak Orucu Bozar mı?  göz damlası orucu bozmaz

CEVAP: Burun Damlası Kullanmak Orucu Bozar mı? orucu bozmaz. (bu tür sorularda ilacın vücut çeperi tarafından emildiği ve mideye çok az ulaştığı var sayılarak oruç bozulmaz denilir. Kıyası ise abdest suyunun nemi ağızda kalsa da orucu bozmaz ile yapılır.)

SORU: Kalp Hastalarının Dilaltı Hapı Kullanması Orucu Bozar mı?

CEVAP: Dilaltı kullanmak orucu bozmaz.

SORU: Endoskopi, Kolonoskopi Yaptırmak, Makat Veya Ferçten Ultrason Çektirmek Orucu Bozar mı?

CEVAP: Endoskopi veya kolonoskopi yaptırmak; makat veya ferçten ultrason çektirmek; yeme, içme anlamına gelmemekle birlikte, çoğunlukla cihaz içinden su verildiği için oruç bozulur. Ancak söz konusu işlemlerde cihazların kullanımı sırasında sindirim sistemine su, yağ ve benzeri gıda özelliği taşıyan bir madde girmemesi durumunda endoskopi, kolonoskopi yaptırmak, makat veya ferçten ultrason çektirmek orucu bozmaz.

SORU: İdrar Kanalının Görüntülenmesi, Kanala İlaç Akıtılması ve fitil Orucu Bozar mı?

CEVAP: İdrar kanallarına giren cihazlar veya akıtılan ilaçlar orucu bozmaz. Makattan tedavi amaçlı kullanılan fitiller, kadınların da tedavi amaçlı vajina/fercinden kullanılan fitiller de orucu bozmaz.

SORU: Anestezi Yaptırmak Orucu Bozar mı?

CEVAP: Anestezi, nefes yolu veya iğne ile vücuda ilaç verilerek oluşturulmaktadır. Nefes yolu veya iğne ile yapılan anestezi, mideye ulaşmadığı gibi, yeme-içme anlamı da taşımamaktadır. Ancak bölgesel ve genel anestezide, acil durumlarda ilaç ve sıvı vermek amacıyla damar yolu açılarak, bu açıklık işlem süresince serum vermek suretiyle sağlanmaktadır. Bu itibarla, lokal anestezi, orucun sıhhatine engel değildir. Bölgesel ve genel anestezide serum verildiği için oruç bozulur.

SORU: Kulak Damlası Kullanmak Ve Kulak Yıkattırmak Orucu Bozar mı?

CEVAP: Kulağa damlatılan ilaç veya kulağın yıkattırılması orucu bozmaz.

SORU: İğne Yaptırmak, Hastaya Serum Ve Kan Vermek Orucu Bozar mı?

CEVAP: Gıda ve keyif verici olmayan enjeksiyonlar, yemek ve içmek anlamına gelmediklerinden orucu bozmazlar. Ancak gıda ve/veya keyif verici enjeksiyonlar orucu bozar. Hastaya serum veya kan verilmesi de, aynı hükme tabidir.

SORU: Diyaliz Uygulaması Orucu Bozar mı?

CEVAP: Hastaya herhangi bir sıvı maddesi verilmeden gerçekleştirilen hemodiyalizde oruç bozulmaz. Diğer diyaliz çeşitlerinde ise, vücuda gıda içerikli sıvı verildiği için oruç bozulur.

SORU: Biyopsi Yaptırmak Orucu Bozar mı?

CEVAP: Tahlil amacıyla vücudun herhangi bir organından parça alınması (biyopsi), orucu bozmaz.  Kan Aldırmak Orucu Bozar mı? Kan aldırmak orucu bozmaz.

SORU: Merhem Ve İlaçlı Bant Kullanmak Orucu Bozar mı?

CEVAP: Deri üzerindeki gözenekler ve deri altındaki kılcal damarlar yoluyla vücuda sürülen yağ, merhem ve benzeri şeyler emilerek kana karışmaktadır. Ancak cildin bu emişi, çok az ve yavaş olmaktadır. Diğer taraftan bu yeme içme anlamına da gelmemektedir. Bu itibarla, deri üzerine sürülen merhem, yapıştırılan ilaçlı bantlar orucu bozmaz.

  • Soru ve cevaplar “diyanet işleri başkanlığı” makalelerinden derlenmiştir.

Yahya BAL

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni