AREM

Sınır ve Kural Koyma Teknikleri

Anne babalık çocukların gerçek kapasitelerini gözlemeyi ve bazı şeyleri kendilerinin yapmak istemesine saygı duymayı öğrenmeyi gerektirir. Bununla birlikte bazı sınırlamalar getirmek anne babanın çocuğun davranışlarını düzenlemek için en çok başvurduğu yöntemlerden biri olmanın ötesinde onların kendi davranışlarını düzenleyen birer yetişkin olmalarına da yardım eder.

Evde belli kurallara uymak zorunda olan çocuklar, ev dışında karşılaştıkları kurallara uymayı daha kolay kabullenirler. Her konuda kural koyup hayatı cehenneme çevirmeden, ailenin kuralları önemsemesi ve aile içinde belli kuralların olması önemlidir.

Çocuklar kuralları bildikleri zaman kendilerini daha güvende hissederler. Bununla birlikte çocuk yetiştirirken evde ya da sınıfta aşırı kuralcı olmak gibi aşırı hoşgörülü olmak da çocuklar için zararlı olmaktadır. Çocuklar istedikleri şeyi istedikleri zaman yapmalarına izin verilince, anne babaların ve öğretmenlerin gereksinimlerini önemsemezler. Üzerlerine düşen görevleri yapmayı reddederler. Böyle olunca anne baba ve öğretmenler kırgın, kızgın ve mutsuz olmaktadır. Aşırı hoşgörülü anne babaların ve öğretmenlerin yetiştirdikleri çocuklar davranış biçimlerinden suçluluk duyabilirler. Çünkü bencilliklerinin ve anne babalarını üzdüklerinin farkındadırlar. Arkadaşlık kurmakta zorluk çekerler, çünkü anne baba ve öğretmenleriyle birlikteyken yaptıkları gibi kendi istedikleri gibi davranmak isterler. Dolayısıyla aşırı hoşgörülü yaklaşım anne baba ve çocuk ilişkisine tıpkı aşırı kuralcı yaklaşım gibi zarar vermektedir.

Kuralların çocuğun gelişim dönemine uygun şekilde olmasına dikkat edilmelidir. Aksi taktirde beklentiyi karşılayamadığını düşünen çocuk kendine güvensizlik yaşayabilir.

Kuralları koyarken bunu çocuklarla birlikte tartışmak, her iki taraf için de tatmin edici bir nokta bulmak önemlidir. Böyle bir yaklaşım anne babanın otoritesini sarsmayacak, bilakis çocukların kurallara uymasını kolaylaştıracaktır.

Kurallar ve sınırlar açık ve kesin olarak belirlenmeli, çocuğa ne yapmaması gerektiğinden çok ne yapması gerektiğini vurgulamalıdır. Örneğin: ‘’ caddede oynamanı istemiyorum ‘’ yerine ‘’ caddede oynadığınızda arabaların size zarar vermesinden korkuyorum bu yüzden cadde de oynamak yerine oyun parkında oynamanı istiyorum’’).

Kurallar uygulanırken tutarlı davranılmalı, uygulanacak yaptırımlar durumdan duruma, zamandan zamana ve ebeveynden ebeveyne değişmemelidir.

Anne babalar kurallara uyma konusunda örnek olmalıdırlar. Bir kuralın ne denli saçma olduğunu konuşmak, çocuğa sevmediği kurallara uyumaması için cesaret verir. Bazen anne babalar çocuklarının çiğnediği okul kurallarını saçma bulabilir. Bunu çocuğa yansıtmak yerine öğretmenler ve okul yönetimiyle bazı kuralların değiştirilmesi konusunda görüşmek daha doğrudur.

Çocuğun bir şey yapmasında ısrar etmekle, onun yapmayı isteyeceği bir atmosfer oluşturmak arasında fark vardır. Anne babalara ve öğretmenlere yardımcı olan şey, çocukları için mümkün olanla olmayan arasındaki farkın ayrımında olmak ve çocuklar kontrolü kendileri için kullanmayı öğrenene kadar ihtiyaç duydukları desteği onlara vermektir.

Kurallar olumlu şekilde koyulmalı ve yapılmaması değil yapılması gerekeni belirtmelidir. Çünkü çocuklarınızın yapmasını istemediğiniz davranış biçimlerini vurgularken, çocuklarınızda bu istenmeyen davranışı yapmaya karşı ilgi uyandırabilirsiniz.

Disiplin, mesafe ve otoriteden çok yakınlık ve güvenle ilgilidir. Okulda bir kural çiğnedi diye kızmak ve evde sert ceza yöntemleri ( dövmek, azarlamak, yasaklamak gibi ) kullanmak, çocuğa kurallara uymayı öğretmediği gibi, çocukta öç alma duygusunu da körükleyebilir.

 

PSİKOLOJİK DANIŞMAN VE REHBERLİK

GÖZDE YÜCEL